a) Ramazan Davulu Çalma
Kahvede yaptığımız bir organizasyonda Ramazan’da davul çalmaktı. Bu bir gelenekti. Yüzyıllar boyunca Ramazan ayında davul çalma olayı gerçekleşmiştir. Davul çalmanın amacı sahurda uyanamayan insanları oruca kaldırmaktı. Bizden önce Rıdvan, Hayrettin, Osman’ların kuşak davul çalmıştı. Ara sıra hafta sonları mektepli dedikleri ağabeyim Mehmet, Fikret, Yaşar, Nedim, Gürcan’da gelir davul çalma ekibine eşlik ederlerdi. Sonra davul çalma sırası bizim boylara geldi. Ramazan o yıllarda yaz aylarına denk geliyordu. Arkadaşlarla ekibi kurduk. Ekip üyeleri: ben, Selim, Beyti, Mehmet, Muharrem, Emin, Ferhat, Fehim, Erkan, Ercan, İsmail’di. Aziz Altay dayı, davul çalma olayında beni ve Selim'i teşvik ediyordu. “Çok güzel, gençlere öncülük yapın, gelenekler kaybolmasın diyordu.” 78-79 yıllarında iki yıl davul çaldım köyde. Sonra arkadan gelenlere devrettik. Ekipten bazı arkadaşlar devam ettiler ve ekibe Ayhan, Yaşar, Haşim, Reyhan, Yılmaz dâhil oldu. Bizden sonraki kuşak da birkaç yıl bu geleneği devam ettirdi. Daha sonra köy korucusu devam etti ve son yıllarda bu gelenek köyümüzde ortadan kalktı..
Davul çalarken Aziz Nesin’in “Manilerimiz” kitabından bir sürü iğneleyici maniler bulup arkadaşlara veriyordum. Her gittiğimiz evde davul çalıp mani söylüyorduk, sonra ev sahibi para veriyordu. Ben halen ramazanın üçünde, oncbeşinde ve bayram sabahı kapıya gelen davulcuya mani söyletmeden bahşişini vermem. Gelenekleri yaşatmak lazım. Rahmetli Yavuz Aga da (Hüseyin Yavuz) 2-3 mani söyletmeden salmıyordu bizi. Ramazan boyunca 3 kez para toplamaya çıkıyorduk. 3.akşamı, 15 akşamı ve Bayram günü. Toplanan paraları ekipte kaç kişi varsa eşit olarak paylaşıyorduk. İlk yıl davul çalma işinden payıma düşen parayla kendime Nacar marka saat aldım. Okulda çok lazım oluyordu saat. İçi maviydi, uzun yıllar severek kullandım bu saatimi. Güzel bir gelenekti ama maalesef köylerden göç nedeniyle nüfus azalınca ramazan davulu çalma gibi bir çok gelenekte kayboldu.
NECMETTİN KIYICI